Bölgemizde, komşularımızda ve ülkemizde yaşananlar, ülkemizi ve bölgemizi, dünyanın en hassas bölgesi yapmaktadır, bölgemizde ve ülkemizde işler iyi gitmiyor.
Bu gidişatın iyi yönetilmesi ve iyi okunması gerekiyor.
Ülkemizdeki iç siyasetin gidişatı da, kulaklarımıza gelen seslere, gördüklerimize ve yaşadıklarımıza bakılırsa oda iyi değil.
Halkımız kendinden emin yaşananları ve konuşulanları seyrediyor.
* * *
Siyasi olumsuzlukların dışında da, halkın sosyal ve ekonomik durumu da çok iyi sayılmaz. Ücretli çalışanlar ve emekliler ay sonunu getirmekte zorlanıyorlar.
Ülkemizde, %20’lik bir bölüm var yaşam standardı yüksek olan.
Ama halkımız hala olumlu düşünmeye çalışıyor.
* * *
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, kimse halkın çektiği çileleri görmüyor veya görmezden geliyor.
Devletin kendi kurumlarının tespit ettiği yoksulluk sınırı ve açlık sınırı, çalışanların aldığı ücretler ile karşılaştırılmıyor.
Sadece, kişi başına düşen gelirin arttığından bahsediliyor, büyüme hızından bahsediliyor.
Halkında, bu büyümelere bir mana vermeye çalıştığını gözlüyoruz.
* * *
Büyüme hızından, kalkınmadan ve kişi başına düşen milli hâsılanın arttığından bahsedenler;
— Siz, hiç 700 lira ile bir ay ev geçindirmek zorunda kaldınız mı?
— Veyahut 700 Lira ile geçinenlere, kardeşim hiç olmazsa siz 700 lira alıyorsunuz diyen bir işsiz oldunuz mu?
— Sadece makarna ile öğün geçirdiniz mi?
— Çocuğunuza harçlık veremeden okula gönderdiğiniz oldu mu?
— Çalıştığınız işten atılıp,2 seneyi geçkin bir süre, işinize geri dönebilmek için eylem yaptığınız halde sizinle kimsenin ilgilenmediğini yaşadınız mı?
* * *
Şurası atlamayalım, ülkemizde ahvali iyi olanlar, gelecek endişesi olmayanlar da, yok değil.
Geçim endişesi olmayanların, çoğunlukta olmasını, zenginliğin tabana yayılmasını bizlerde isteriz.
* * *
Ülkemizde, Üniversitelerde okuyan çocuklarımızın büyük bir bölümü mezuniyet sonrası için karamsarlar ve gelecekleri ile ilgili kaygıları var.
Ülkemizin bu yoksul insanları yinede, çocuklarının okumaları için, varlıklarını yokluklarını harcamaktalar.
* * *
Esnafın, serbest meslek erbabı olan yurttaşlarımızın da durumlarının iyi olduğunu söyleyemiyoruz.
Esnafta yaşananları sessizce izliyor.
* * *
Ülkemizde yaşanan bunca olumsuzlukları görmezden gelemiyoruz.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, birde yaşanan siyasi gelişmelerden duyulan kaygılar var.
Siyasiler birbirlerini suçluyor, bu gün dediklerini yarın unutuyorlar.
Bu halk sessizce siyasileri dinliyor.
* * *
Demokrasilerde beğenmediğiniz ve olumsuz bulduğunuz konuları seslendirmenize, felaket tellallığı denmez.
Rakiplerimizin eksiklerini bulup, onları halkla paylaşmak sorunları çözmeye yetmiyor ama olumsuzlukların karşısında sessiz kalmak da demokrasiye yakışmıyor.
Ama buna rağmen halkımız sabırla beklemeyi biliyor.
Ama buna rağmen halkımız sabırla beklemeyi biliyor.
* * *
Sorunlarımızın çözülmesi için önermeye devam edeceğiz.
Olumsuz bulduğumuz gelişmeleri eleştireceğiz ve demokratik tepkilerimizi sözle, yazıyla ve sokaklara çıkarak halkımıza duyurmaya çalışacağız.
Bizi yönetenleri uyarmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Demokrasilere sessizlik yakışmıyor.